Kentsel dönüşüm ve İnsanımız...

Kentsel dönüşüm ve İnsanımız...

Tarih:

Kamuoyunda ‘Kentsel Dönüşüm’ olarak anılan afet riski altındaki alanların dönüştürülmesi ‘program’ı (bu bir proje değildir.) konusunda yer yer ciddi bilgi eksiklikleri ve kirliliğinin artması sebebiyle bu konuda hukuki, idari ve teknik süreçler konusunda net bilgi paylaşımı gerekmektedir. Bu sebepten, başlıktan da anlaşılacağı üzere, kentsel dönüşüm süreçlerine ilişkin özet bilgiler aktarmaya çalıştık.
Ülkemizde kentsel dönüşüm kavramına ilk olarak 2005 yılında yürürlüğe giren 5393 sayılı Yasanın 73. maddesinde yer verilmiştir. Bu madde uyarınca, eskiyen kent kısımlarının yeniden inşası ve restorasyonu konusunda belediyeler yetkilendirilmiştir. Ancak teknik ve sosyal kısıtlara ek olarak bu projelerin finansmanı meselesi ciddi bir sorundu. Altyapı, üstyapı, çevre düzenlemeleri, kamulaştırmalar derken milyarları bulacak projelerden bahsediyoruz.
Tüm bu kısıtların sonucunda, merkezi bir sistem dairesinde işlerin koordine edilmesi gerektiği düşünülmüş, Bayındırlık ve İskan Bakanlığı kapatılarak Çevre ve Şehircilik Bakanlığı kurulmuştur. Bakanlığın lokomotif çalışması ise kentsel dönüşüm programı olarak belirlenmiştir. İlk iş olarak 6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun yürürlüğe koyulmuştur.
Yasanın, sayılan kısıtlardan özellikle ikisini aşabileceği öngörülüyor. İlk olarak, belediyelerin gerek organizasyon ve teknik yeterliliklerindeki gerekse mali kapasitelerindeki kısıtlardan ötürü merkezi yönetimin istediği hızda harekete geçememelerini aşmak üzere merkezi yönetim aracılığıyla projeleri teşvik edici ve uygulatıcı bir güç oluşturulmuştur. İkincisi, yasanın 7. maddesinde ‘Dönüşüm Gelirleri’ başlığı altında belirtilen kalemler ile projeler için gerekli finansmanın sağlanması planlanmıştır. Önümüzdeki 20 yıl içerisinde özellikle birinci derece deprem bölgelerinde bulunan şehirlerimizdeki riskli ilan edilen alanların ve yapıların dönüşümünün tamamlanacağı söylenebilir. Program dahilinde Türkiye için neredeyse tamamen yeni olan iki sektör doğmaktadır. Birincisi, ‘yapı yıkım sektörü’, ikincisi yıkımlar sonucu ortaya çıkacak yaklaşık iki milyar ton civarındaki inşaat ve yıkıntı atığının değerlendirileceği ‘geri dönüşüm sektörü’dür. Bu uygulamaların başından sonuna doğru gidildiğinde aşağıdaki süreç ortaya çıkmaktadır.
Makro Düzeyde Kentsel Dönüşüm Süreci
Kentsel dönüşüm sürecine üst ölçekten bakılarak sürecin nasıl işlediği kurumlar seviyesinde görülebilir.
6306 sayılı Kanunun uygulama yönetmeliğinin 5. ve 18. maddesinde dönüşüm süreci özetle şu şekilde tarif edilmiştir.

Öncelikle mücavir alan sınırları içinde belediyeler, mücavir alan sınırları dışında İl Özel İdareleri, büyükşehirlerde büyükşehir belediyeleri, Bakanlığın yetkilendirmesi halinde ilçe belediyeleri veya TOKİ belirledikleri afet riski taşıyabilecek bölgeler üzerinde çalışmalarını yaparlar. Belirlenen alanlardaki yapılara ilişkin zemin yapısı veya üzerindeki yapılaşma sebebiyle can ve mal kaybına yol açma riski taşıdığına teknik raporu, alanda daha önce meydana gelen afetlere dair bilgileri, alanın koordinatlı haritası veya uygulama imar planını, kamuya ait taşınmazların listesini, alanın uydu görüntüsü veya ortofoto haritasını, zemin sebebiyle riskli olduğu belirtilmişse zemin etüt raporunu, Bakanlıkça istenebilecek diğer bilgi ve belgeleri içeren dosya hazırlanır ve Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı’nın görüşleri alınır. Dönüşüm alanı, 2863 ve 5366 sayılı Kanunlar uyarınca sit alanı kapsamındaysa Kültür ve Turizm Bakanlığı’ndan da görüş alınır. Tüm bu çalışmaları Bakanlık da gerçekleştirebilir. Ayrıca alanda yaşayan taşınmaz malikleri belirtilen bilgi ve belgeleri içeren dosya ile birlikte Bakanlık veya İdareden riskli alan tespiti talebinde bulunabilirler.
İdarelerce hazırlanan plan teklifleri; planlama alanı ve yakın çevresinin mer’i planları, mevcut durumu gösterir bilgi ve belgeler, ilgili kurum ve kuruluş görüşleri, ilgili bütün bilgi ve belgeler ile birlikte Bakanlığa iletildikten sonra Bakanlıkça onaylanan kentsel tasarım projeleri Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı’nın görüşü alındıktan sonra Bakanlar Kuruluna teklif olarak sunulur.
Bakanlık bünyesinde özellikle iki genel müdürlük kentsel dönüşüm projelerinin yürütülmesinde rol almıştır. Hazırlanan projelerin şehir ve bölge planlama esasları ile ilgili mevzuat dahilinde değerlendirilmesi Mekansal Planlama Genel Müdürlüğü’nce gerçekleştirilir. Bu genel müdürlükçe
doğrudan ya da yenilenerek onaylanan dönüşüm projelerinin yönetim, koordinasyon ve finanse edilmesi konularında ise Altyapı ve Kentsel Dönüşüm Hizmetleri Genel Müdürlüğü görev alır.
Bakanlıkça onaylanan projeler Bakanlar Kurulu’nca da onaylandıktan sonra Resmi Gazete’de söz konusu dönüşüm alanı ilan edilir ve süreç tam manasıyla başlar. Bir alanın riskli olarak tespit edilebilmesi için büyüklüğünün en az 15.000 m2 olması gerekir. Ancak Bakanlıkça uygulama bütünlüğü bakımından gerekli görülürse bu şart aranmaksızın riskli alan tespiti yapılabilir.



Haberler sayfasına dön